ESRARLI KEFEN: TORİNO KEFENİ...

Arkeoloji eski uygarlıklara ait her türlü materyali gün yüzüne çıkaran, inceleyen, tarife ve tasnife tabii tutan bir bilim. Bu bilim bugüne kadar oldukça gizemli ve korkunç şeyleri gün yüzüne çıkarttı ve çıkarmaya devam ediyor... ''Torino Kefeni" de bu gizemini koruyan, tartışmalara yol açan buluntulardan biri. Nedir bu kefen? Neden bu kadar yankı uyandırdı buyrun birlikte ele alalım...


Nedir Bu Kefen?

Torino Kefeni nedir diye bir soru soracak olursanız en basit tanımla, H.Z. İsa'nın çarmıha gerilip öldürüldükten sonra bedenine sarıldığı iddia edilen bir çeşit keten kumaş; yani kefen.



Nasıl Ortaya Çıktı?

Torino Kefeni ilk defa 1350'li yıllarda Fransa'da ortaya çıktı. İncil'de Hz. İsa'nın ölümünden sonra keten bir kumaşa sarıldığı yazılıydı. Buna istinaden insanlar bu kumaşın Hz. İsa'nın bedenine sarılan keten kumaş olduğuna inanmaya başladılar. Kısa sürede insanlar bu kumaşı görmek için dört bir yandan akın ettiler.


 Peki İsmi Neden "Torino"? 

Kefen, Torino ismini kefenin yaklaşık 150 yıl sergilendiği İtalya'nın Torino kentinden almıştır. Burada bir katedralde sergilenen kefen oldukça ilgi çekti Hristiyan Katolik camiasını buraya, Torino kentine çekti... 1992 yılında çıkan yangın sonucu zorluklarla kurtarılan kefen 2025 yılında yapılacak bir sergide gösterilmek üzere ortadan kaldırıldı.


Peki Bilim Ne Diyor?

Torino Kefenini Kutsal bir emanet olarak görenler kadar bu kefenin uydurma ilgi çekmek üzere ortaya atılmış bir materyal olduğunu öne sürdüler. Kefen bilhassa Hristiyan camiasını heyecanlandırdığı için hemen bu kefenin bilimsel çalışmaları yapılmaya başlandı.
Nitekim kumaş üzerindeki ilk bilimsel araştırmalar 1978 yılında yapıldı. Bilim insanlarının esas amacı, kumaşın üzerindeki insan siluetinin esrarını çözmekti. Mikroskobik inceleme sonucu kumaş üzerinde bir miktar boya izine rastlandı. Fakat kumaşın gerçekliğine inananlar, bu boya izlerinin kumaşın ressamlar tarafından kopyalanması sonucu oluştuğunu savundular.


Çatışan Teoriler...

Bilim araştırmacıları yapılan bir dizi test sonucu Torino Kefeni üzerinde kan izine rastlamadıklarını açıkladılar. Hz. İsa'nın çarmıha gerilişini araştıran adli tıp doktoru Frederick Zugibe ise aynı fikirde değildi. Zugibi, kumaştan ziyade siluetin üzerine yoğunlaştı. Buna göre kefene sarılan insan özel bir roma kırbacıyla dövülmüştü. Aynı zamanda avuç içlerinden değil, bileklerinden çarmıha çivilenmişti. Kumaş üzerindeki siluetler bunları gösteriyordu. Bu kanıtlar ise, İncil'de belirtildiği gibi, Hz. İsa'nın vücuduna yapıldığı tasvir edilen muamelelere uyuyordu.



Sahtecilik Tezi

Kumaşın tamamen bir ressam tarafından çizildiğini savunanlar ise, bu ressamın çok kültürlü ve çarmıha geriliş olayı hakkındaki detaylara vakıf birisi olduğunu ileri sürmektedirler. Buna göre ressam, kumaşın üzerine insan siluetini çıkartmak için gerçek bir ceset kullanmış olabilirdi. Buna göre bu ceset, kırbaçlanma ve bileklerinden çivilenme gibi izleri taşıyacak şekilde hazırlanmıştı. Ölü bedene bir takım toz ve boyanın sürülmesiyle, veya keten kumaşın ıslatılmasıyla, insan bedeninin bu kefen üzerine işlendiği savunulmaktadır.



Bilimsel Test Sonucuna Göre İse...

Bütün bu iddialar ve ortaya atılan tezler üzerine, 1988 yılında Torino Kefeni'ne Carbon-14 testi uygulanmasına karar verildi. Kumaştan küçük bir parça kesildi ve bu parça 3 kısıma taksim edilerek, 3 ayrı laboratuvara gönderildi. Testler sonucu 3 laboratuvarın ortak verileri, bu kumaşın 1260-1390 yılları arasında yetişmiş olan keten bitkilerinden yapıldığını ortaya koydu.



Şuan İse..

Netice itibarıyla bu bilimsel testin sonucunda Torino Kefeni'ne olan ilgi azaldı. Fakat yine de kefenin gerçekliğini savunanlar mevcut. Bu tezi savunanlar, ortaya koydukları birçok sebeple, Carbon-14 testinin hatalı olabileceğini savunmaktadırlar. Sonuç olarak Torino Kefeni üzerindeki münazara halen devam etmektedir.







KAYNAK: MUHAMMED ENES DAVARCI / ONEDİO